Medya ve Sinema-TV

Antalya Uluslararası Film Festivali geleneksel kortejle başladı

Antalya Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde bu yıl 55'incisi düzenlenen "Uluslararası Antalya Film Festivali", geleneksel kortej geçişiyle başladı.

Antalya Uluslararası Film Festivali geleneksel kortejle başladı

Türk sineması ve televizyon dünyasının sevilen isimleri, Antalya Uluslararası Film Festivali ile özdeşleşmiş bir etkinlik olan geleneksel kortejde buluştu.

Cam Piramit önünden başlayan kortej geçişine aralarında, Yavuz Bingöl, Şehnaz Çakıralp, Kürşat Alnıaçık, Mehmet Özgür, İpek Erdem'in de bulunduğu bazı ünlüler katıldı.

Altı kilometrelik kortejde festivalle yaşıt klasik otomobiller, kortej tırları, gezi otobüsleri ve festival temalı, özel tasarımlı araçlar yer aldı. Kortej, DJ performansı, festival bando takımı ve ünlü film karakterlerinin maskotlarıyla renklendi.

Kortej geçişinde sanatçılar üstü açık klasik otomobillerle halkı selamladı, hayranlarıyla fotoğraf çektirdi, karanfil attı. Yavuz Bingöl, Işıklar Caddesi'nde klasik otomobilinden inerek, bir süre yolda yürüyerek vatandaşlarla tokalaştı.

Cam Piramit, 100. Yıl Bulvarı, Güllük Caddesi, Cumhuriyet Meydanı ve Işıklar Caddesi'nin ardından, Cender Hotel önünde sona eren korteje ilgi gösteren vatandaşlar, cadde ve sokaklarda yoğunluk oluşturdu. Kortejin ardından, yağmur etkili oldu.

"Son 15 yılda özel filmler yapılıyor"

Sinema ve tiyatro oyuncusu Mehmet Özgür, gazetecilere yaptığı açıklamada, Türk sineması alanında güçlü işler yaptıklarını, her geçen gün daha da güçlendiklerini ifade etti.

Oyuncu Kürşat Alnıaçık da yağmura rağmen katılımın yüksek olduğunu, bu tür organizasyonların devam ermesi gerektiğini söyledi.

Yavuz Bingöl de son 15 yılda özel filmler yapıldığını anlatan Bingöl, "Toplum artık kendi hikayelerine, filmlerine daha çok sahip çıkıyor. Film sayısı ve sinema seyircisi çok arttı." dedi.

Kırmızı halı ve açılış galası

Sinema dünyasının ünlü isimleri ve yabancı aktörler, Cam Piramit'teki kırmızı halıda yürüyerek gazetecilere poz verdi.

Kırmızı halıda eşi Pervin Ersoy ile yürüyen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, gazetecilere yaptığı açıklamada, festivalin 55 yıldır devam eden güzel bir gelenek olduğunu, dünyanın sayılı film festivallerinden birisi olduğunu söyledi. 

Kendini ispat etmiş bir festival olduğunu vurgulayan Ersoy, "Türkiye'deki film sektörünün gelişmesine de katkısı çok büyük. 2002'de 9 yerli film çekilmiş, geçen sene 148 yerli film çekildi. Sektöre katkısı çok büyük. İlk yıllarda 2 milyon seyirci varken, şimdi 40 milyon seyircisi var. Türkiye’ye gelmesini hedeflediğimiz turist sayısı kadar yüksek. Çok başarılı bir organizasyon. 'Şov başlasın' diyorum." ifadesini kullandı.

Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel de sonuçları heyecanla bekleyeceğini ifade etti.

"Yaratıcılarla bir arada olmak güzel"

Bosnalı sinema oyuncusu Alma Terziç de her şeyin muhteşem olduğunu belirterek, "Çok heyecanlıyım. Harika bir organizasyon. Yaratıcılarla yetenekli insanlarla bir arada olmak güzel. Herkese iyi şanslar diliyorum." dedi.

Oyuncu Şahnaz Çakıralp, festivalin önemli olduğunu, iyi organize edildiğini söyledi.

Antalya'yı cennete benzettiğini anlatan Çakıralp, sanatçılarla sanatseverlerin bir araya geldiğini bildirdi.

Mehmet Ali Erbil de festivale ilk kez katıldığını, sinema alanında ödül almak için değil, selam vermek için geldiğini kaydetti.

Fadik Sevin Atasoy da festivalin artık evi olduğunu, her aşamada görev aldığını ifade etti.

Festivalin açılış töreni, Cam Piramit'te Nihan Günay ve Cem Öğretir'in sunumuyla gerçekleştirildi. Antalya Devlet Senfoni Orkestrası'nın müzik dinletisi sonrasında hayatını kaybeden beyaz perdenin ustaları anıldı.

Festival ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, törende, belediye olarak desteğe ihtiyaç duyan ailelere yardım ettiklerini, yollar, köprüler, parklar, kültür ve spor merkezleri yaparken kültür ve sanat etkinliklerini ihmal etmediklerini söyledi. 

Sanatın, kültürün, şehirlerin ruhunu ve kimliğini oluşturduğunu dile getiren Türel, Antalya Film Festivali'nin de 55 yıllık geleneğiyle kentin ruhunun ve kimliğinin önemli parçası haline geldiğini kaydetti. 

Sanal alemin saydam duvarlarının insanları görüntüde yakınlaştırırken gerçekte uzaklaştırdığına dikkati çeken Türel, "Sanal dünya aklımızın üstünü örtüyor. Sanat ve sinema, bu örtüyü kaldıran en önemli iletişim aracıdır. 55. festivalimiz insana odaklanarak aramızdaki duvarları, aklımızı örten örtüleri kaldırmaya çalışmaktadır. Farklı coğrafyadan yönetmenlerin göç, adalet, eşitlik ve barış temalı filmlerinin ortak noktası insana dokunmaktır." diye konuştu. 

Türel, festivalin 55'inci yılında Türk sinemasını uluslararası yarışma ve Film Forum'la desteklemeye devam ettiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Önemli bir hedefimiz Antalya'yı bir sinema endüstrisi merkezi yapmaktır. Sanatta yerellik ve evrensel olma tartışması çok uzun seneler önce yapılmıştır. Günümüzde evrensel olmayan sanat olamaz, Antalya gibi bir dünya şehrinin festivali de tabiidir ki evrensel boyutta olacaktır. Türkiye'nin halen dünyaya sinemayla anlatması gereken büyük hikayeleri vardır. Biz binlerce yıllık tarihimizin büyük hikayelerinin filmlerini henüz yapmadık. 

Dünya, halen Fatih Sultan Mehmet Han'ı, Mevlana'yı, Atatürk'ü büyük filmlerle tanıyamadı. Antalya'nın binlerce yıllık hikayelerinin filmleri, Termessos'un, Perge'nin, Selçukluların filmleri henüz yapılmadı. Oysa bu filmleri yapmak bizim insanlık tarihine karşı borcumuzdur. İşte bunun için önümüzdeki yıldan itibaren 'Türkiye Sinema Endüstrisi Ödülleri' ile festivalimizi bu yönde güçlendirmeye karar verdik."

"Filmlerimizin yüzde 50'si şimdiden Oscar'a aday gösterildi"

Festival Artistik Direktörü Mike Downey de bu yıl uluslararası yarışmanın küresel mükemmelliğin simgesi haline geldiğini söyledi.

Festivalde uluslararası ödüller kazanmış film yapımcıları ve yönetmenlerin bulunduğunu belirten Downey, "Filmlerimizin yaklaşık yüzde 50'si şimdiden Oscar'a aday gösterildi. Bölgesel olmaktan gururluyuz. Filmlerimizin yüzde 75'inden fazlası bölgesel. Lübnan'dan, Fransa'dan, İspanya'dan, İran'dan, Rusya'dan, İtalya'dan, Kuzey Amerika'dan, Akdeniz ve Ortadoğu'dan filmlerimiz var." diye konuştu. 

Bölgenin simgelerinin Akdeniz'in ortasında olduklarını hatırlattığını vurgulayan Downey, "55. Uluslararası Antalya Film Festivali'nde sinemada mükemmelliği kutluyoruz." ifadesini kullandı.

Film Forum Direktörü Zeynep Atakan da forumun bu yıl 5'inci yılında olduğunu anımsatarak, "Çocuğumuz büyüdü." dedi. 

Bu yıl foruma rekor başvuru yapıldığını dile getiren Atakan, 50 projenin aynı platformda sinema profesyonelleriyle tanışacağını kaydetti. 

Ödüller sahiplerini buldu

Festivalde sinema kariyerine İtalya'da başlayan, ilk filmi Hamam'la önce Türkiye ve İtalya'da, ardından yönettiği başarılı filmlerle kısa sürede dünya sinema izleyicisinin kalbine yerleşen Ferzan Özpetek'e "Yaşam Boyu Başarı Ödülü" verildi. Ödülünü İranlı yönetmen Asgar Ferhadi'den alan Özpetek, Ferhadi ile tanışmasının önemli olduğunu belirterek, çift ödül aldığını kaydetti. 

Festivale 21 yıl önce "Hamam" filmi ile katıldığını söyleyen Özpetek, "O zaman sadece Türk filmleri vardı. En iyi yönetmen ve film ödülünü almıştım. Kariyerim buradan başladı." dedi.

Fransız aktör Vincent Cassel de "Onur Ödülü"nü Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy'dan aldı. 

Cassel, uzun zamandan sonra aldığı ilk ödül olduğunu ifade ederek, "Çok teşekkür ederim, burada olmaktan çok memnunum. Bu davetten dolayı çok keyif aldım." diye konuştu.

Macaristanlı usta yönetmen Bela Tarr da "Onur Ödülü"nü Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel'den aldı. 

Tarr, 40 yıldan fazla zamandan beri işi yaptığını, filmlerinde insanların arzularını nasıl kaybettiklerini, nelerden keyif aldıklarını, bunları nasıl kaybettiklerini anlatmaya çalıştığını dile getirerek, "Hayat çok karmaşık ve zor. Konuşmak zor. Film, sadece resimler, insan gözleri, yüzleri, derin duygular. Ben biraz duygulandım, çok teşekkür ederim." dedi. 

"Her Şey Çok Güzel Olacak" filmiyle dikkatleri çeken ve Türk sinemasının ustalarıyla çalışan başarılı yönetmen Ömer Vargı'ya da "Onur Ödülü"nü festival jüri üyesi Tuba Ünsal verdi. 

Ödül aldığı için gururlandığını anlatan Vargı, "Kendimi yönetmenden çok filmci olarak gördüm. Yapımcı olarak adlandırmadım. Yanında çalıştığım, benden büyük filmciler adına, Şerif Gören adına, yan yana çalıştığımız filmciler adına, yanımda çalışan bütün filmciler adına alıyorum. Layık görenlere teşekkür ederim." görüşünü paylaştı. 

Yorumlar